31 Mart 2025 Pazartesi

Kaçış

Acı, ruhsal acı, sevmenin acısı, acıların en büyüğü belki de. Hiçbir tecrübe bunu tam anlatamaz, hiçbir kitap yazamaz, hiçbir kelime ifade edemez. Sevmek mi sevilmek mi diye sorsalar şimdi sevilmek derdim. Sevmek çok acı verici bir şey,  Şu anda baksan da sevdiğinden emin değilsem ne işime yarar ki. Mantık ve sevgi arasında kalınınca mantığı seçmek, bu kararına saygı duymak başka ama senin bunu seçtiğini bilerek yaşamak ne kadar acı bunu ancak benim yerime geçerek anlayabilirsin. Ne kadar sevsen de insanın kendini korumak için kaçası gerekiyor dünyanın herhangi bir yerine olabilir. Sonuçta ben de içinde 5 litre kan olan sadece bir tane pompaya sahip bir kalbe sahibim.

Aynı şu an dinlediğim gün "artık tüm umutlar yabancı bana" ve aynı "efkarım birikti sığmaz içime" demek istiyorum. Şu an seni pişman ettiğime açıkçası emin değilim evet ama sen olmasan da ben kesinlikle pişmanım. Yalnızlık Allah'a mahsustur ama sadece benim daha çok seveceğim bir ilişki olacağını bilseydim bunun Rabb'imle sınırlı olmasını isterdim. 

Belki bu yüzden bana gelmişsindir. Sana olan sevgim Rabb sevgisine dönüşecektir. Bir gün doğrusu bulmak içindir. Benim bu dünyadaki en büyük sınavım ne olacak diye hep merak ederdim. Bu mu olur emin değilim. Dünyada bu kadar çeşitli acı varken sanırım bu olursa da şanslı bir insanım demem gerekir.

Ruh-u revan demiştim nerden bilebilirdim ruh-u keder olabileceğini? Her zaman ki gibi oldu yine sevmek ve umut vermek bu dünyadaki acılara açılan kapıdır. Cesaret gerektirir ama cesur olmasaydım da olurdu be.. Gerek var mıydı bunu çekmeye. Senin gülüşün bile beni mutlu ederken senin için sadece mantık olmak çok acı verici. 

Gözyaşlarımı içime akıtmak zorundayım. Daha büyük acılar varken bunları düşünmem sadece çocuk oyuncağı. Zorla kazandığım özgüvenim ellerimin arasından kayıp gidiyor ve ben hiçbir şey yapamıyorum.

Verebileceğim hiçbir şey kalmadı benim benden başka.. O yüzden son parçamı alıp kaçmak istiyorum.

Sanmıştım ki eksik parça tamamlandı hayır biliyorum ki o artık hep orada olacak..




3 Eylül 2019 Salı

Kalbin İlk Yükü

Kalp acısı..Kim derdi bu iki kelimenin göğsünün tam ortasından vuracağını, nefes almasını engelleyeceğini, herkesten her şeyden kaçmak isteyeceğini, acı içinde kıvranacağını..Ne güzel olurdu kağıdın külleriyle havaya karışsaydı bu yeni yetme duygular.Kalmasaydı ona bu koca yük.Omuzlarında değil kalbinde taşıdığı ilk yük.Demek böyle bir şeydi;Ferhat'a dağları deldiren, Mecnun'a çölleri aştıran.Emindi ki kızın duyguları daha acemiydi onların yanında.Haykırışları boğazına kaçtı, gözyaşları bir Eylül akşamına sızdı.Büyük konuşmamak gerekmiş meğer herkesin başına gelirmiş ya..Elbet bu da geçecekti elbet.Yarın güçlü kişi olarak dünyaya yüz tutmalıydı çünkü bundan başka ne yapabileceğini bilmiyordu genç kız.Gözyaşı, mutsuzluk ve sessiz haykırışlar..

31 Ağustos 2019 Cumartesi

Küçük Bir Çarpıntı

Genç kız yorgunluktan uyuyakalmış bedenini uyku mahmurluğundan düşünceler şeklinde ayırırken son hatıralar aklına üşüşüyordu. Yastığı kafasına alıp yüzünü gömmek, niye böyle yaptım ya da dedim diyordu. En yakın arkadaşını böyle bir şey yüzünden kıskanacağı aklının ucundan geçmezdi. Nihayetinde en son birisi için kalp çarpıntısı yıllar önce olmuş acemi birisiydi o. Bunlar başkalarından duyduğu şeylerdi ama emindi ki bu da çok uzun sürmezdi. Hep öyle olmamış mıydı bu mide kramplarının geçmesi, duygu bunalımları.. Sadece eski kaçak günlerini istiyordu, uykusundan kalkıp kimseyi düşünmeyeceği günler...

19 Ağustos 2019 Pazartesi

Bir Yaz Akşamı

Dalgalı beline uzanan saçları ılık yaz rüzgarıyla beraber dans ediyordu.Onu herkesten koruyacak bir melodi kulaklığından beynine süzülüyordu bu sonsuz zamanın minicik anında:Vance Joy'un sesinden I'm Wih You.Elinde ileriye doğru adım attığının kanıtı bir poşet mutlulukla sallanırken dünya onu her şeyiyle kabul etmiştir bu saniyelerde.Genç kız elini ileriye doğru büyüdüğü yeri aydınlatan ışıklara doğru uzatırken gülümseme gelir dudaklarına.Rahatlıkla söylebilirdi ki bu kalabalık şehirde yalnızlığında huzuru bulmuştu sonunda...

7 Şubat 2018 Çarşamba

Eksik Parça

Bazı anlar vardır;çat kapı gelir, eliniz kolunuz kilitlenir ve hayatın sizden yapmanızı beklediği şeyi yaparsınız. Kapatılan tüm kapılara tepkiniz bazen bir damla gözyaşı, bazen kocaman bir haykırıştır, ortak noktası ise sizin çaresizliğinizdir. O an siz evrendeki hep denilen o küçücük nokta bile değilsinizdir, bunun farkındasınızdır.İşte yine de unutmaya da eğilimliyiz biz insanoğlu, bunların hepsi teker teker düşen hatıralar olur.Ruhunuz eksilir bu süreçte de farkında bile değilsinizdir.








Aslında hepimiz eksik parçalı ruhlar olarak geziyoruz bu alemde.Hayata karşı intikam peşinde koşar bazılarımız üstünlükse her zaman hayattan taraftadır.Bazılarımız da onla dostça geçinmeye çalışır, mutlu yaşam mottoları olmuştur.Ne var ki yalnız kaldıklarında hayatın en acı çektirdiği grup olurlar.Bazılarımız da onu durmadan sorgular ne dost ne dülman ilk tanımak ister.Ruhları da çok yorulur bu üçünü grubun;bazıları o kadar yorulur ki hayata karşı bilerek kaybetmek ister, hiçbir şey yapamayan zavallı benliğini suçlar.


Ben şanssız 20.yüzyılın son çocuklarındanım.Sokaklarda oynayan son nesildenim, dizlerimi kanatıp annemden gizli tedavi etmeye çalışan o yaramaz çocuklardanım.Gerçek samimiyeti yaşayıp, teknolojiyle gelen canavarlara karşı daha korunmasız olan tarafım.Belki de hayatı sorgulayan üçüncü gruptanım.Maskemi takıp toplum içine karışan hepiniz gibiyim aslında.Ben insanım, ruhumda hepinizin parçaları var;kıskançlığınız, sevinciniz, hüznünüz, pişmanlığınız, bağlılığınız, sevdanız, öfkeniz..Bende sizin gibi eksik parçalı bir ruhum.Ruhumdan düşen hatıralardan tutmaya çalıştığım küçük hayatıma hoş geldiniz.